Karşılamak üzere olduğumuz Ramazan Ayı da, İslam ahlakının güzelliğinin toplumun genelinde yaşandığı, kalplerin yumuşadığı, müminlerin bu yöndeki çabalarını canlandıran mubarek bir aydır. Kuran’da Ramazan Ayı “bin aydan daha hayırlı” (Kadir Suresi, 3) olarak bildirilir. Müslümanlar bu güzel imkanı değerlendirerek her konuda eksiklerini tamamlamak, kusurlarını telafi etmek, imanlarını güçlendirmek ve ahlaklarını daha da güzelleştirmek üzere dünya ve ahiretleri açısından doğru kararlar almalıdırlar.

Müminlerin en belirgin özelliklerinden biri Kuran’ın “… Bizi takva sahiplerine önder kıl” diyenlerdir.” (Furkan Suresi, 74) ayetiyle bildirdiği gibi, güzel ahlaklarıyla tüm insanlara örnek ve öncü olmayı istemeleri ve bunun için ciddi çaba harcamalarıdır.

Ancak bu sorumluluğu yerine getirmek, beraberinde pek çok konuda ciddi fedakarlıkta bulunmayı da gerektirir. Örneğin kişiler, kendi sorunları ya da ihtiyaçlarıyla değil, öncelikli olarak diğer insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenecek, onların karşılaştıkları sorunlarına çözüm bulmaya çalışacaklardır. Ellerindeki tüm imkanları bu amaç için seferber edeceklerdir. Gerektiğinde zorluk içerisine girmeyi göze alacak, karşılaştıkları zorluklardan dolayı yılgınlığa kapılmadan sabır ve irade göstereceklerdir.

Kuran’da tarih boyunca yaşamış olan tüm peygamberlerin ve inananların güzel ahlakı yaygınlaştırmak için ciddi bir çaba harcadıklarından bahsedilir. Bu kıymetli insanlar, bunu gerçekleştirmek için çok fazla zorlukla karşı karşıya kaldıkları halde, büyük bir şevk ve fedakarlıkla güzel ahlakı herkese öğretmeye devam etmişlerdir. Bu çabalarını ise hiç bir karşılık beklemeden yalnızca Allah’ın rızasını ve yakınlığını kazanmak için göstermişlerdir. Müslüman yaptığı fedakarlığın karşılığını yalnızca Allah ‘tan bekler. Kuran’ın pek çok ayetinde peygamberlerin tüm insanlara örnek olan ihlaslı tavırları bildirilmiştir. Örneğin Hz. Nuh’un, hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca Allah’ın rızasını gözeterek güzel ahlakı anlatması Kuran’da şöyle haber verilmiştir:

***Hani onlara kardeşleri Nuh: “Sakınmaz mısınız?” demişti.

“Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.”

“Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin.”

“Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir.” (Şuara Suresi, 106-109)***

“Ey Kavmim, ben sizden buna karşılık bir mal istemiyorum. Benim ecrim, yalnızca Allah’a aittir… (Hud Suresi, 29)

İnsanların birçoğu, kendilerini hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa ulaştıracak, mutlu ve güzel bir hayat yaşamalarını sağlayacak bu davete uymamakta, kendilerine anlatılanları anlamamakta direnmişlerdir. Peygamberler ve güzel ahlakı tebliğ eden diğer müminler, bu zorluğa karşı da sabretmiş, “sözün en güzelini” söyleyerek üstün bir ahlak göstermişlerdir. Hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca insanların ahirette zorlu bir azaptan kurtulabilmeleri için ellerinden gelen her türlü çabayı göstermişlerdir. Anlatılanları ısrarla anlamamakta direnen insanlara sabırla tekrar tekrar doğruyu anlatmak, doğruyu görebilmeleri için akılcı yöntemler bulabilmek, vicdan sahibi insanların gösterebilecekleri bir ahlaktır. Kavmine yaptığı tebliği Nuh Peygamberin bu konudaki samimiyetini, fedakarlığını ve sabrını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Hz. Nuh gibi tüm peygamberler ve müminler de yaşadıkları toplumlarda benzeri olaylarla karşılaşmışlardır. Ancak bunların hiçbirinden yılgınlığa kapılmamış, imanı ve güzel ahlakı yaşamaktaki kararlılıklarından vazgeçmemişlerdir.

Kutlu Ramazan ayı inananların, tıpkı oruç ibadetinde Allah’ı razı etmek için irade kullandıkları gibi, diğer tüm ibadetler için de irade kullanmaya başlamalarına vesile olur. Bu da kişinin Allah’a daha da yakınlaşmasını sağlar. Oruç ibadetini yerine getiren bir kişi, bu bilinçle Allah’ın beğendiği ahlakı eksiksiz yaşamaya başlayabilir, davranışlarını Kuran ahlakına uygun şekilde değiştirebilir, Allah’ın emirlerini tam olarak yerine getirebilir. Rabbimiz, kullarına sayısız imkanlar lütfeden, büyük af ve merhamet sahibi olandır.

Bu karşıladığımız Ramazan Ayı da, Rabbimiz’in rahmetiyle tüm insanlar için pek çok hayra vesile olacaktır. Tüm dünyadaki Müslümanların imanda, ibadetlerinde ve güzel ahlakta derinleşmelerine, takvada ve hayırlarda yarışmaları için bir imkan oluşturacaktır.

Adnan Oktar’ın Kashmir Reader’da yayınlanan makalesi:

https://kashmirreader.com/2018/05/23/competing-in-and-for-good-deeds-in-ramadan/

2018-05-25 17:50:32

Savaşların Perde Arkası