Her an Kendinizi Geliştirmenin Zevkini Tadın
Müminler Allah’ı çok seven insanlardır. Her an Allah rızasının en çoğunu kazanmak için gayret ederler. Allah’ı çok anar, Allah’ın sınırlarına çok dikkat eder, Allah’ın dinini yaymak için tebliğ faaliyetleri yaparlar.
Müminler sürekli kendilerini geliştirerek her zaman en etkin yöntemi kullanmaya dikkat ederler. Bunun için ihtiyaç duyacakları tüm teknik bilgileri edinmeye çalışırlar. Örneğin internetten yaptığı çalışmalarda etkileyici görseller kullanabilmek için grafik tasarım programları, site kurulumu ve geliştirilmesi vb. öğrenirler.
Daha etkili videolar için film montajlama, animasyon film, çekim teknikleri vb. öğrenirler. Uluslararası çapta tebliğ yapabilmek için dil bilgilerini geliştirirler. Bunun gibi öğrenilecek sayısız teknik bilgi vardır.
Bununla beraber, Allah’ın büyüklüğünü düşünmeleri ve insanlara anlatabilmeleri için bilimsel bilgiler edinirler. Doğadan mikro dünyaya, uzaydan kimyasal tepkimelere çok geniş bir çerçevede sürekli bilgi birikimlerini arttırırlar.
Dünya üzerindeki Müslümanların durumunu yakından takip etmek ve dünya liderleri ile uluslararası örgütlerin İslam lehine ve aleyhine durumlarını analiz edebilmek için uluslararası ilişkiler ve siyaset bilgilerini geliştirirler.
Ayrıca etkili bir tebliğ için dinden uzak toplumların bakış açısını anlamak da gerekir. Bu nedenle fikir akımları, ideolojiler, tarih gibi konularda da bilgileri olur. Tüm bunlar Müslümanlara muhteşem bir genel kültür kazandırır.
Yeni trendler, marka bilinci, festivaller, vizyondakiler vb. konusunda –ki zaten Müslümanlar dışa dönük insanlar oldukları için doğal olarak- bilgi sahibi olunur. Dolayısıyla Müslümanların popüler kültürü de çok zengindir. Ve müminler hem Allah’ın sınırlarını korumak hem de tebliğde etkili olmak için sürekli temiz, bakımlı, özenli ve şıktırlar.
Tüm bu özelliklere sahip birini düşündüğümüzde karşımızda çok kaliteli ve saygın bir insan modeli çıkar. Müslümanlar Allah’a daha iyi hizmet edebilmek için kendisini geliştiren insanlar olduklarından, gerek kaliteleriyle gerek üstün ahlaklarıyla toplumdaki en asil insanlar olarak dikkat çekerler.
Böyle bir insanın bir okulda derslerinde başarılı ya da arkadaşları arasında popüler bir gençten ya da bir ofisteki başarılı bir muhasebeciden ya da sosyal yönü kuvvetli bir satışçıdan çok farklı, çok üstün olduğu açıktır. Bu insanlar “boş”, yani kendilerine hiçbir şey katmayan vakitler bulduklarında sevinir, yoğun işlerden kaçınır, tamamıyla atıl geçen zaman dilimlerinde kendilerini dinlendiklerine ya da eğlendiklerine inandırarak vakit harcarlar. Tam anlamıyla “harcarlar”. Her an kendilerini geliştirmek konusunda bir motivasyon sebebi bulamazlar.
Müslümanların böylesine bir vakit israfından, atıl kalmaktan, daha kaliteli olabilecekken verimsizlikten kaçınması gerekir. Allah yolunda bir davası olmasını ve bu davayı yürütmeye vakit ayırmayı, kalan vaktinde de daha iyi hizmet edebilmek için kendini geliştirmeyi bir zevk bilmelidir. Allah Kuran’da boş kalmaksızın dua ve ibadete devam edilmesini buyurmuştur.
Şu anda boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. (İnşirah Suresi, 7)